En çok beğenilen yorumlar

ABolina (84) - 7 yıl önce
Durağan fakat bir o kadar da naif bir film.İçinde çok güzel duygular barındırıyor.Özellikle şiir sanatıyla uğraşan ve bazı noktalarda karamsarlığa düşenler için güzel bir ilham kaynağı.Başından sonuna kadar duygusal ve anlamlı bir filmdi bana göre.Yaş,yer,sosyal statü gibi kavramlardan sıyrılıp kişinin içine ve içinde gizlediği cevherlere odaklanmak gerektiğini bence güzel göstermişler.Herkes içinde bir yetenekle doğar,önemli olan bunu keşfetmek ve ne olursa olsun kendine inanıp devam etmektir.Filmdeki tüm karakterlerin bir derinliği vardı.
8
Sürprizbozan: Göster
Böyle karakterlerle gerçek hayatta karşılaşmayı çok isterdim.İnsanların derinliğini keşfetme arzusu uyandıran bir film.Ve son olarak film güzel bir soruyla son buluyor Sürprizbozan: Göster
Üzerine biraz düşünmek gerek.Ayrıca filmde geçen sorunun kaynağı olan şarkı Bing Crosby-Swinging on a star dinlemek isteyen arkadaşlara.
Fügen Atasoy (1418) - 7 yıl önce
Bu filme sadece iki yorum yapılmasına çok şaşırdım. Ben çok beğendim. Durağan gibi görünse de derinliği ve karakterlerin ince işlenişiyle oldukça sürükleyiciydi. Bar sahibinin Patersonlu sanatçılarla ilgili verdiği bilgiler ilgi çekiciydi. Şiirler çok güzeldi. Kaliteli bir film. Hiç sıkılmadan izledim. Puanım 8/10
8

Yorumlar (33)

warriortrader (463) - 1 yıl önce
Filmi uzun zaman önce izlemiştim.Görünce hatırladım yorumlayayım dedim.Film normalde sıkıcı ama oyunculukların doğallığı, psikolojik dinamiklerin gerçekçiliği, işlenişi filmi çok masum ve naif hale getiriyor.Bu faktörlerden dolayı sıkılmadım diyebilirim.Film süresi boyunca filmdeki çiftin hayatına dahil oluyorsunuz ve sessizce kenardan izliyorsunuz.Hoş ve naif bir filmdi.
6

yancebimekoy (790) - 3 yıl önce
"Okyanus hayaliyle yaşayan akvaryumdaki balıklar..." filmi bu söz öbeğiyle özetleyebilirim.
Jim Jarmusch'un Ölü Adam'dan sonra izlediğim ikinci filmi... Çok beğendim. "Hayaller ve hayatları" barıştırarak vermiş. Sahnelere serpiştirilen ikizler güzel bir dokunuş olmuş ayrıca.
8
Jim Jarmusch'un Ölü Adam'dan sonra izlediğim ikinci filmi... Çok beğendim. "Hayaller ve hayatları" barıştırarak vermiş. Sahnelere serpiştirilen ikizler güzel bir dokunuş olmuş ayrıca.
Sürprizbozan: Göster

canbys (37) - 3 yıl önce
Film günlük yaşamın hengamesindeki sıradanlığımızı, rutine dönüşmüş sıkıcı ve boğucu hayatlarımızı öylesine açık seçik ve sadelikle anlatıyor ki bazen bu sadelik bile izlerken hissettiğim sıkkınlığı gideremedi fakat yine de içerisindeki şiirler, Paterson'ın zincirleri koparıp da kendini dinginliğin kollarına bırakması etkileyiciydi. Öte yandan, teknolojiye sırt çevirmesi ve bunun sebebini de boynuna yular takmak istememek olarak belirtmesi de çok çarpıcı bir gerçek. Film boyunca Paterson ile Laura arasındaki ilişkide bir eksiklik olduğunu hissettim. Her fırsatta birbirlerini sevdiklerini kâh davranışlarıyla kâh sözleriyle açığa vursalar da ikisi de kendi derdine düşmüş gibi geldi. Yine de bu meseledeki denge oldukça gözetilmiş olacak ki gözüme batsa da beni rahatsız etmedi. Yönetmenin izlediğim ilk filmiydi ve durağan akışını çok sevdim. Çok fazla bir şey beklemeden ve durağan, sade, iniş çıkışları olmayan filmleri sevenlerin bu filmden de keyif alacaklarını düşünüyorum. Zira, her ne kadar durağan olsa da, barındırdığı diyaloglar bu sükuneti bir nebze de olsa bozuyor.
8

Rogers (727) - 3 yıl önce
Filmin sonu aslında herşeyi anlatıyor, tabii anlamak isteyene ve anlamdırabilene. İlk etapta aşk filmi diye düşündüğüm film şiire eğilince hoşuma gitti, çünkü Paterson karakteri içinde duyguları yoğun yaşayan biri. Her ne kadar sıradan bir otobüs şöförünün rutin hayatı üzerinde varsa da aşkı ve şiirleri sayesinde renklı bir yaşamı mevcut. Bazen tekrardan üretebilmek için herşeyin yok olması gerek. Beyaz sayfalar gibisi yoktur ve bazen Paterson gibi yaşadıklarını ve duygularını bir şiirde içselleştirebilmek lazım. Hayat kısa. Jim Jarmusch'un bu durağan filmini beğendim. Yaşamdan bir kesit veriyor bize ve baya romantikti.
7
Sürprizbozan: Göster

Naksidil (384) - 4 yıl önce
Ağır ağır sindirilesi bir film. Evet itiraf ediyorum izlerken içim şişti yahu dediğim çok oldu. Kendime ciddi bir film arası bile verdim
Hani kalkıp yürüyüşe çıkıp tekrar devam etmeye dönebilirdim
Sonra ne kadar naif ve muazzam bir fanusun içinde tükenip gittiğimizi fark ettim .. Özgürlüğü kelimelerde sonsuzlaştırıp, ruhumuzun koşmak istediği fakat özünde siyah beyaz yaşadığı gerçeğiyle örülmüştür insan.. Özgürlük özgürlüktür Paterson ! Gerçekten gitmek istersen eğer gidersin .. Siyah beyaz bir döngüyü ancak cesaretinle kırarsın .. Ve filmde ki köpek şahaneydi
Bütün tepkileri olağanüstüydü.. Evet sabır gerektiren bir zamanı içinden çıkamadığımız bir döngüyü yaşayıp gidiyoruz ....
8




steven amir (992) - 5 yıl önce
40 dakika geçti film ne zaman başlayacak diye feryat ediyorum 1 saat 15 civarı otobüs bozuldu.Hah dedim.Olmadı.Barda biri silah çıkardı .Oyuncakmış.Filan derken film bittiii.Valla çok kzgınım.
3

cumhurcemoglu26 (5679) - 5 yıl önce
Hayatın rutini içinde eriyip giden modern insan muhabbeti birçok şey sıkıcı ve birbirinin aynısı filmdeki ikizler gibi Laura'nın siyah beyaz takıntısı gibi her gün aynı işi aynı yol üzerinden yapmak gibi daha bir çok şey yazılabilir .Filmden çok sıkılanlar olmuş bazıları çok beğenmiş ben sıkılanlar tarafındanım çok beğenemedim.Eğer düz bir tempoda giden ve hiç bir heyecanı olmayan bir film arıyorsanız muhteşem...
4

ossolak (282) - 5 yıl önce
Film bir şehri insanlarını ve yaşamını bir otobüs şoförü üstünden anlatıyor buna paralel olarak şehrin tarihini ve ünlü insanlarını tanıtıyor. Bir yandan da şiiri şiir sevgisini filme işlemiş. tamam da film nasıldır derseniz.
açılışı ilerleyişi ve bitişi itibariyle hepsinin aynı olduğu bir film var film tamamen şehrin çok yavaş temposu içerisinde devam ediyor kısaca giriş gelişme ve sonuç beklemeyin bir çeşit yaşam filmi. bu durum bir miktar izleyiciyi sıkabiliyor şiirler çeviri olduğu için biraz yavan kalıyor yani ingilizler için anlam ifade etse de çeviriyle izleyenler için sıkıcı kalıyor. Şehri insanlar üzerinden anlatırlen şehirde yaşananları ve insanları biraz da olsa anlayabiliyorsunuz. ABD içinde Avrupa şehri havası verilmiş bir kasaba. Film bana göre ortalama sabırsız ve filmde aksiyon bekleyenler için vasat altı İngilizce bilgisi orta üstü ve İngiliz edebiyatına hatta ABD edebiyatına hakim biri için eşsiz bir film. 6.8
7
açılışı ilerleyişi ve bitişi itibariyle hepsinin aynı olduğu bir film var film tamamen şehrin çok yavaş temposu içerisinde devam ediyor kısaca giriş gelişme ve sonuç beklemeyin bir çeşit yaşam filmi. bu durum bir miktar izleyiciyi sıkabiliyor şiirler çeviri olduğu için biraz yavan kalıyor yani ingilizler için anlam ifade etse de çeviriyle izleyenler için sıkıcı kalıyor. Şehri insanlar üzerinden anlatırlen şehirde yaşananları ve insanları biraz da olsa anlayabiliyorsunuz. ABD içinde Avrupa şehri havası verilmiş bir kasaba. Film bana göre ortalama sabırsız ve filmde aksiyon bekleyenler için vasat altı İngilizce bilgisi orta üstü ve İngiliz edebiyatına hatta ABD edebiyatına hakim biri için eşsiz bir film. 6.8

motion112233 (80) - 5 yıl önce
Amerikan bağımsız sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Jim Jarmusch bu son filminde New Jersey’nin Paterson kasabasında yaşayan ve kasaba ile aynı adı taşıyan Paterson’un sessiz ve derin hikayesini anlatıyor. Yaşadığı sakin kasabada otobüs şoförlüğü yapan, pek de konuşkan olmayan Paterson’un rutin hayatındaki en büyük tutkusu şiir yazmaktır. 2016 Cannes Film Festivali’nde Jarmusch’a Altın Palmiye adaylığı getiren film, gündelik hayatın sıradanlığı içinde kaybolan neşe ve güzelliklerin altını çizmesiyle dikkat çekiyor.


MatthewMc (187) - 6 yıl önce
Nihayet! Ta Şubat ayından beri izlemeye hiç fırsat bulamadığım Paterson'ı nihayet 2 hafta önce Başka Çarşamba ile sinemada izleme fırsatı buldum. Çünkü filmi evde izlemeye çalışırken sürekli ertelediğim için sinemada izlemek benim için çok iyi oldu. Şunu söyleyebilirim ki, bu filme girerken filmin aşırı monoton olacağını ve çıkan sonucu sadece iyi bulacağımı biliyordum. Ama bu filme bayılacağım aklımın ucundan bile geçmezdi çünkü Paterson, bu yıl gördüğüm en iyi filmlerden birisi. Bu film beni gerçekten şaşırttı!
Filmin konusunu yazmaya pek lüzum yok çünkü eğer hikayenin çekirdeğine bakarsanız, bütün film sırf ana karakter Paterson'ın sabah işe gitmesi, akşam eve gelip sevgilisi Laura ile yemek yemesi ve uyuması hakkında. Film boyunca hiç sıra dışı bir olay yaşanmıyor, patlama vb. gibi absürt olaylar olmuyor. Filmin kendisi işte bu kadar sade.
Ve sinemada böyle bir filmi görmek benim için gerçekten de ferahlatıcıydı çünkü son zamanlarda sürekli süper kahraman filmleri, rebootlar veya dev bütçeli filmler izleyip duruyoruz ve gerçek hayatın içinde geçen işleri neredeyse hiç izlemiyoruz. Ve Paterson da tam anlamıyla hayatın içinden olup yaşamı bütün doğallığıyla yansıtmayı başaran, izlemesi son derece keyifli, içinizi ısıtan bir film.
Öncelikle Jim Jarmusch'un yönetmenliğine tek kelimeyle bayıldım. Jarmusch, önceden adını çok duyduğum bir yönetmen olmasına rağmen onun filmlerini izlemeye pek ilgi duymamıştım. Ama Paterson'ı izledikten sonra Jarmusch'un yaptığı bütün filmleri acilen izleme ihtiyacı hissettim.
Jarmusch'un bu filmde yapmayı başardığı en büyük şey, anı yakalamak olmuş. İzlerken her ne kadar bir film izlediğinizi bilmenize rağmen yönetmenin bu filme yaklaşımı o kadar doğal ki, film sırasında gerçek insanların yanındaymışsınız gibi hissediyorsunuz. Anı yakalamak, gerçekten de başarması zor bir iş. Ve Paterson da bunu layığı ile başarmış!
Ayrıca oyunculuklardan da bahsetmemek olmaz. Hatta bırakın oyunculuğu, filmde gerçek insanlar izliyor gibiydim! Adam Driver, açık ara kariyerinin en iyi performansını sergilemiş. Ayrıca onun sevgilisini canlandıran Golshifteh Farahani de çok samimiydi. Hatta filmdeki bütün oyuncular öyleydi, her kişilik ayrı bir samimiyete sahipti.
Filmin sorunlarına gelirsek her ne kadar filmin kendisiyle bir sorunum olmasa da Paterson, herkesin kolayca izleyebileceği bir film değil. Ev ortamında izlemeye çalışırsanız sıkılmanız veya sürekli ara vererek izlemeniz muhtemel. Film sıkıcı olduğundan değil, monoton havası yüzünden. Ve her ne kadar bu filmin öyle bir havası olsa da gerçekten, bu filmi izlemeye çalışın. Özellikle de sinema ortamında. Çünkü bu filmi size ne kadar tavsiye etsem azdır, her anlamıyla görülmesi gereken eşsiz bir iş.
Uzun lafın kısası, her ne kadar Paterson yeni kuralları yıkan dev bir film olmasa da işin asıl güzelliği işte buradan geliyor; sadeliğinden. Paterson, o kadar sade ve doğal bir film ki, bütün filmin sahip olduğu samimi hava içinize işliyor ve bütün filmi yüzünüzde bir gülümseme izliyorsunuz. Ayrıca filmin son 20 dakikası ve her şeyin birbirine bağlanış tarzı kusursuzdu. Ne yapıp ne edip, izleyin bu filmi. Ama sakın büyük bir beklentiye kapılmayın, sadece içinizi ısıtacak farklı bir deneyime hazır olun. İyi seyirler.
9
Filmin konusunu yazmaya pek lüzum yok çünkü eğer hikayenin çekirdeğine bakarsanız, bütün film sırf ana karakter Paterson'ın sabah işe gitmesi, akşam eve gelip sevgilisi Laura ile yemek yemesi ve uyuması hakkında. Film boyunca hiç sıra dışı bir olay yaşanmıyor, patlama vb. gibi absürt olaylar olmuyor. Filmin kendisi işte bu kadar sade.
Ve sinemada böyle bir filmi görmek benim için gerçekten de ferahlatıcıydı çünkü son zamanlarda sürekli süper kahraman filmleri, rebootlar veya dev bütçeli filmler izleyip duruyoruz ve gerçek hayatın içinde geçen işleri neredeyse hiç izlemiyoruz. Ve Paterson da tam anlamıyla hayatın içinden olup yaşamı bütün doğallığıyla yansıtmayı başaran, izlemesi son derece keyifli, içinizi ısıtan bir film.
Öncelikle Jim Jarmusch'un yönetmenliğine tek kelimeyle bayıldım. Jarmusch, önceden adını çok duyduğum bir yönetmen olmasına rağmen onun filmlerini izlemeye pek ilgi duymamıştım. Ama Paterson'ı izledikten sonra Jarmusch'un yaptığı bütün filmleri acilen izleme ihtiyacı hissettim.
Jarmusch'un bu filmde yapmayı başardığı en büyük şey, anı yakalamak olmuş. İzlerken her ne kadar bir film izlediğinizi bilmenize rağmen yönetmenin bu filme yaklaşımı o kadar doğal ki, film sırasında gerçek insanların yanındaymışsınız gibi hissediyorsunuz. Anı yakalamak, gerçekten de başarması zor bir iş. Ve Paterson da bunu layığı ile başarmış!
Ayrıca oyunculuklardan da bahsetmemek olmaz. Hatta bırakın oyunculuğu, filmde gerçek insanlar izliyor gibiydim! Adam Driver, açık ara kariyerinin en iyi performansını sergilemiş. Ayrıca onun sevgilisini canlandıran Golshifteh Farahani de çok samimiydi. Hatta filmdeki bütün oyuncular öyleydi, her kişilik ayrı bir samimiyete sahipti.
Filmin sorunlarına gelirsek her ne kadar filmin kendisiyle bir sorunum olmasa da Paterson, herkesin kolayca izleyebileceği bir film değil. Ev ortamında izlemeye çalışırsanız sıkılmanız veya sürekli ara vererek izlemeniz muhtemel. Film sıkıcı olduğundan değil, monoton havası yüzünden. Ve her ne kadar bu filmin öyle bir havası olsa da gerçekten, bu filmi izlemeye çalışın. Özellikle de sinema ortamında. Çünkü bu filmi size ne kadar tavsiye etsem azdır, her anlamıyla görülmesi gereken eşsiz bir iş.
Uzun lafın kısası, her ne kadar Paterson yeni kuralları yıkan dev bir film olmasa da işin asıl güzelliği işte buradan geliyor; sadeliğinden. Paterson, o kadar sade ve doğal bir film ki, bütün filmin sahip olduğu samimi hava içinize işliyor ve bütün filmi yüzünüzde bir gülümseme izliyorsunuz. Ayrıca filmin son 20 dakikası ve her şeyin birbirine bağlanış tarzı kusursuzdu. Ne yapıp ne edip, izleyin bu filmi. Ama sakın büyük bir beklentiye kapılmayın, sadece içinizi ısıtacak farklı bir deneyime hazır olun. İyi seyirler.

oneymisoyle (16) - 6 yıl önce
Film hakkında farklı olduğu söylenebilir. Muhtemelen herhangi bir türe oturtamadıkları için rastgele türleri sıralmışlar. İzlerken sıkılmadım ama izlemeye değer mi emin değilim. Farklı bir yapıt izlemek isteyen buyursun.
6

ozgurtaylan (765) - 6 yıl önce
Rutin.Hayatın rutini.İnsan rutini göstermek için hayatın içine niçin kamera sokar ki? Belki rutini en iyi ben filme çekerim demek için.Yada sadece düşündüğünü göstermek için.Evinizin balkonunda 2 saat oturup dışarı baktığınızda da rutini görebilirsiniz.Tamam rutinin içine biraz gariplik eklemek veya biraz estetik görüntüler sunmak özel bir çaba olabilir.Yine de izleyenin rutin hayatına dokunmak rutin bir film ile olabilir mi?
Eureka! belki izleyenlerin bir kısmı rutini özlemiştir.
5
Eureka! belki izleyenlerin bir kısmı rutini özlemiştir.


AgacaDalanVar (172) - 6 yıl önce
Modern yaşamın dişlileri arasında kendince sanat yapmaya çalışan bir adamın filmi.
Bu yapımdan pek çok arkadaşın hoşlanmayacağı aşikar. Fakat kötü yorumlara aldırmadan şans verilebilir olduğunu düşünüyorum.
Kendinize şu soruyu sormanızı rica ediyorum: "Bir şeyleri durmaya gücünüz yetebilir fakat bir şeyler üretme gücünüz var mı?" Bir insan olarak bu film kendime bu soruyu sormama sebep oldu. Bir otobüs şoförünün şiirle olan med cezirleri anlatılmakta.
Durağan mı? Oldukça. Filmin sonunda hayatın anlamını keşfeder miyim? Hayır. İzlediklerimden farklı bir şey izlemiş olur muyum? Evet.
YTS.AG sürümü izlemek için uygundur.
İyi seyirler.
6
Bu yapımdan pek çok arkadaşın hoşlanmayacağı aşikar. Fakat kötü yorumlara aldırmadan şans verilebilir olduğunu düşünüyorum.
Kendinize şu soruyu sormanızı rica ediyorum: "Bir şeyleri durmaya gücünüz yetebilir fakat bir şeyler üretme gücünüz var mı?" Bir insan olarak bu film kendime bu soruyu sormama sebep oldu. Bir otobüs şoförünün şiirle olan med cezirleri anlatılmakta.
Durağan mı? Oldukça. Filmin sonunda hayatın anlamını keşfeder miyim? Hayır. İzlediklerimden farklı bir şey izlemiş olur muyum? Evet.
YTS.AG sürümü izlemek için uygundur.
İyi seyirler.




bkturan (88) - 6 yıl önce
Film detaylarında komedi, dram, romantik yazmışlar. Bu filmin neresinde komedi var. Neresinde dram var. Gerçekten çok rica ediyorum. Bulan bir arkadaş olursa, bana zamanını cevap olarak yazarsa çok müteşekkir kalacağım.
Kameranın sürekli sabit olması daha önce beni bu kadar rahatsız etmemişti. Ancak bir süre sonra ilginç bir şekilde "yorucu gelmemeye" başladı.
Az evvel yaptığım çoook uzun ve çoook ağır eleştiriyi yetersiz bulup sildim. Buraya bu filmle ilgili onlarca saçmalığı bir nefeste yazabileceğimi söyleyeyim size, siz anlayın. Havada kalan duygular mı ararsınız, tam işlenememiş konular mı, ilişkilendirilmemiş detaylar mı ararsınız. Hepsi mevcut. Ortalama sinema seyircisinin sıkılacağı, vasat üstü sinema seyircisinin tatmin olmuş rolü yapacağı, gerçek sinema izleyicisinin tekme tokat dalacağı bir film
Sinema ve Tiyatro okumuyorsanız hayatınızın 2 saatini bu filme harcamayın arkadaşlar. Sanat yapmaya çalışmışlar ama olmamış. Sizi bekletecek, bekletecek ve sonu gelmeyecek. İyi seyirler.
4
Kameranın sürekli sabit olması daha önce beni bu kadar rahatsız etmemişti. Ancak bir süre sonra ilginç bir şekilde "yorucu gelmemeye" başladı.
Az evvel yaptığım çoook uzun ve çoook ağır eleştiriyi yetersiz bulup sildim. Buraya bu filmle ilgili onlarca saçmalığı bir nefeste yazabileceğimi söyleyeyim size, siz anlayın. Havada kalan duygular mı ararsınız, tam işlenememiş konular mı, ilişkilendirilmemiş detaylar mı ararsınız. Hepsi mevcut. Ortalama sinema seyircisinin sıkılacağı, vasat üstü sinema seyircisinin tatmin olmuş rolü yapacağı, gerçek sinema izleyicisinin tekme tokat dalacağı bir film

Sinema ve Tiyatro okumuyorsanız hayatınızın 2 saatini bu filme harcamayın arkadaşlar. Sanat yapmaya çalışmışlar ama olmamış. Sizi bekletecek, bekletecek ve sonu gelmeyecek. İyi seyirler.
Cevaplar (2)


Mausolos (13) - 6 yıl önce
Harika bir dram. Film IMDB puanını hak ediyor öncelikle. Ne eksik ne fazla. Tam 7.5'lik bir film.
Film sade, düz ton giden ama sıkmayan bir film. Vermek istediği duyguyu çok iyi yansıtmış.
Filmdeki küçük detaylar, bağlantılar filmi güzelleştiren noktalar. Bir rutin bu kadar güzel anlatılabilirdi.
7
Film sade, düz ton giden ama sıkmayan bir film. Vermek istediği duyguyu çok iyi yansıtmış.
Filmdeki küçük detaylar, bağlantılar filmi güzelleştiren noktalar. Bir rutin bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Film Altyazıları
No One Will Save You (3,373)
Blue Beetle (872)
Barbie (687)
Indiana Jones and the Dial of Destiny (350)
Butcher's Crossing (295)
Meg 2: The Trench (290)
Bisang seoneon (257)
The Flash (238)
The Last Voyage of the Demeter (229)
The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (169)
Dizi Altyazıları
The Continental: From the World of John Wick (2,444)
Ahsoka (1,311)
Succession (552)
Foundation (505)
Sex Education (417)
The Changeling (348)
The Walking Dead: Daryl Dixon (327)
Invasion (286)
The Walking Dead (282)
Young Sheldon (212)