Sevgili
gitarisyen, hayat yolunda siz benden 10 yıl gibi minik bir zaman dilimi öndesiniz. Eminim ki "
kaptan kusto ve kalipso'su" nu çok iyi bilirsiniz. Bazen öyle oluyor ki, insan o eski günleri yad etmek adına hard-disk'in tozlu klasörlerini açıp belgeselleri yada filmleri tekrar tekrar seyrediyor. Bu çevirmiş olduğunuz belgeseli, bende sizin gibi bir kaç yıl önce seyretmiş ve çok sevmiştim.
Ama altyazı çeviri olayı bir başka. Benim gibi işin acemisi olan biri bile, çevirmenin kimi yerlerdeki etkisini, verdiği ufak tatları hissedebiliyor. Bazı yerlerde, tabir yerinde ise, kelimelere verilmiş farklı tatlar, inceden yorumlamalar oluyor. Ayrıca benim beynimin algıladığından daha doğru çeviriler vs. yakalıyorum. Bununda tadı bir başka oluyor. Bu yüzden bir yapımın çevirisi yeni çıktığında birde bu şekilde izleyeyim diyorum. Mesela
Wild Brazil belgeselini bir kaç ay önce seyretmiştim. Ancak siz çevirdikten sonra tekrar seyrettim.
Altyazı çeviren insanın İngilizce bilgisi yanında Türkçe'ye olan hakimiyeti de olayı çok etkiliyor. Şu halde
bir şairin belgesel çevirisini izlememek hata olur. Tüm çevirileriniz gibi,
TERTEMİZ bir çeviri olduğunu tahmin edebiliyorum.
Altyazıyı indirdim ve tekrar seyretmeye başlıyorum
Selam, saygı ve sevgi...