Bad Education (2019)

Senaryonun gerçek olduğunu öğrenince acayip şaşırdım. Harbiden organize işler yani. Oyuncular gayet iyi. Hugh Jackman adeta döktürmüş.

Farkli cinsel eğilimli insanlara saygıyı öğrenememiş,hatta ellerinden gelse onları öldürecek ilginç yurdum insanı, filmde geçen bir iki masum sahne yüzünden filmi eşcinsel propagandası yapıyormuş gibi değerledirerek düşük puan verip ağır eleştri yapabilir. Böylesi bir zihniyete de yazıklar olsun diyorum.

Benden 7 puan ve tavsiye ederim.

Ülkemizde de bolca örnekleri olan büyük bir yolsuzluğu öğrenmiş oldum. Onun dışında sinemasal anlamda pek bir şey ifade etmedi benim için. Karakterler yeterince derinleşmiyor. Filmin müziğinin vadettiği heyecan veya yükselişler pek gerçekleşmiyor. Yine de elbette genel olarak izlenebilir bir seviyede olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Senaryosu, Robert Kolker’ın New York magazindeki 17 Eylül 2004 tarihli, "The Bad Superintendent" isimli makalesinden uyarlanarak Mike Makowsky tarafından yazılan “Bad Education”, Cory Finley’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

Kısa bir giriş olsun diye işe; karşımızdakinin, mahkeme kararında da belirtildiği biçimde, “birinci dereceden bir hırsızlık” vakasının, birinci sınıf bir oyunculuk performansı ile taçlandırıldığı bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Hugh Jackman ile Allison Janney’in, “olağanüstü” bir başarı ile canlandırdıkları, Frank Tassone ve Pam Gluckin ikilisi, biri 2.2 diğeri de 4.9 olmak üzere, toplam da 7.1 milyon dolarlık bir meblağa, “kalk gidelim” yapmışlar…

Roslyn Lisesinden aşırılan rakam, elbette bu miktarla sınırlı değil… Zaten 11 milyon dolar gibi bir şey de telaffuz ediliyor filmin finalinde…

Zira Tassone ve Gluckin dışında, başka tırtıklayanlar da var, ortalıkta sahipsiz (ve aslında denetimsiz) bırakılmış bu hazineyi…

Tabii filmde sadece bu “vurgun olayına” değil, oldukça bakımlı bir eşcinsel olan Tassone’un özel yaşamı ile Gluckin’in “şaşalı” bir hayat standardı sergileyen “geniş ailesine” de ayrıntısı ile değinilmiş…

Öyle ki, Tassone’un diyet çayları, diyet hapları, özel gardırobu ve makyajına gösterdiği özene ayrı bir yer verilmiş filmde…

Yani filmde menü, oldukça zengin…

Ancak filmdeki en önemli sürprizlerden biri, Tassone’un, o güne kadar kimse ile tanıştırmayarak sır gibi sakladığı “eşinin” kimliği…

Eminiz öğrendiğinizde, (ciddi bir şok geçirmeseniz de) en az ifadeleri alan mali polis kadar siz de bayağı bir şaşıracaksınız…

Eğer toparlayacak olursak, “homofobik” saplantılara sahip olanları biraz bozsa da, tam anlamıyla bir “cümbüş” havası hâkim olmuş filme…

Fakat kim ne derse desin, filme dair sarf edilecek son söz, yorumumuzun en başında da belirttiğimiz gibi, “Hugh Jackman ile Allison Janney’in, Oscar ödülüne layık performansları, izlenilmeyi fazlasıyla hak ediyor” olur…

Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “İyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 7 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…