Yönetmen:
Senaryo:
Rating:
Vizyon Tarihi:
18 Haziran 2020 (ABD)
Dil:
İngilizce
Müzik:
Web Sitesi:
Çekim Yeri:
Radnorshire, Wales, Birleşik Krallık
Nam-ı Diğer:
Du hättest gehen sollen
255 kişi izledi 85 kişi izleyecek 4 kişinin favorisi 60 takip
Özet
Orta yaşlı bir adam olan Theo Conroy ile genç aktris karısı Susanna evliliğinde sorunlar yaşamaktadır. İlişkilerini onarmak isteyen Theo ve Susanna, altı yaşındaki kızları Ella ile birlikte Galler kırsalına tatile gitmeye karar verir. Tatilin ilk günleri çift için oldukça verimli geçer. Ancak çok geçmeden kendilerini büyük bir kabusun içinde bulurlar. - Gönderen: Quaresmania
Son Haberler
Kevin Bacon'lı You Should Have Left'ten Fragman Geldi
Yıldız oyunculardan Kevin Bacon ve Amanda Seyfried'ın başrolünde bulunduğu Blumhouse filmi "You Should Have Left"ten fragman paylaşıldı. İkilinin bir korku filmiyle karşımıza çıkmasına neden olan filmin fragmanında yeni ve mükemmel bir eve taşınan ailenin ummadıkları şeylerle karşılaştıklarını görüyoruz.
Coronavirüs salgını nedeniyle sinemalarda gösterime giremeyecek ve dijital olarak izleyici karşısına çıkacak olan You Should Have Left'in konusu ise şöyle: Orta yaşlı bir adam olan Theo Conroy, ile genç aktris karısı Susanna evliliğinde sorunlar yaşamaktadır. İlişkilerini onarmak isteyen Theo ve Susanna, ...devamıYorumlar

“You Should Have Left”, senaryosunu da, Daniel Kehlmann’ın Almanca aslı “Du hättest gehen sollen” olan İngilizce tercümesi aynı isimli kitabından (2017) uyarlayarak yazan David Koepp’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
Blumhouse Productions’ın yapımcılığını üstlendiği, herkesçe anlaşılır basit bir sinema dili kullanılmayan 5 milyon dolar bütçeli bu film de, yine IMBD ahalisinin ve o ahalinin yorumlarını taklit etmekten bıkıp usanmayan kitlenin hışmına uğramış…
Ancak ne yazık ki, bunların arasına, The Guardian’dan Benjamin Lee, New York Post’dan Johnny Oleksinski, RogerEbert.com’dan Brian Tallerico, The New York Times’dan Maya Phillips ve Vulture’dan Bilge Ebiri gibi profesyonel eleştirmenlerin katılmış olmaları durumunu da “acı acı” izliyoruz…
Hâlbuki uzayıp giden koridorları ve içinde dehşet verici acı sürprizleri de barındıran odaları ile Theo (Kevin Bacon), Susanna (Amanda Seyfried) ve küçük kızları Ella’dan (Avery Tiiu Essex) oluşan ailenin, kısa bir tatil için Galler kırsalında kiraladıkları “garip dağ evi”, Stephen King’in yarattığı “Overlook Hotel”in küçük bir kopyası gibidir…
Ki zaten, Ulf Zimmermann’da, filmin esin kaynağı olan Kehlmann’ın kitabı için World Literature Today’in 2018 Eylül sayısında yazdığı kitap eleştirisinde, King’in “The Shining”ine (1977) vurgu yapmak suretiyle, bu duruma açıkça işaret etmiştir de…
Tabii, Zimmermann, bu işi iyi bilenlerden biri olduğu için kitaptaki (ve elbette filmdeki) “Kafkaesk (Kafkaesque)” zifiri karanlık yapıyı da atlamamış…
“İyi de, nedir bu ‘Kafkaesk’ yapı?” diye soracak olursanız da…
Bizde size:
Georg Lukács’a göre Kafka’nın en büyük tehlikesi, yazılarıyla çaresizlik ve umutsuzluk duygularını topluma empoze etmesidir deriz… Üstelik yaptığı bir konuşmada Bertolt Brecht’de, Kafka’nın “bir türlü kâbustan uyanamadığını” söylemiştir…
Şimdi yeniden filmimize dönelim ve kimseden herhangi bir yanıt da beklemeden bir iki soru da biz soralım istiyoruz…
Haydi başlıyoruz:
Son yıllardaki en iyi performanslarından biri ile Kevin Bacon’ın başarıyla canlandırdığı Theo karakterinin psikolojik yapısının, “büyük üstatlar” Lukács ve Brecht’in yapmış oldukları tanımlardan bir farkı var mıdır? Bu, bir olsun…
93 dakikalık filmin, neredeyse yüzde doksanlık bölümünde, artık iyice kronikleşmiş olan “çaresizlik” ve “umutsuzluk” halini, gerçekleri rüyalarından bir türlü ayıramadığı “kâbuslar” dünyasında yaşamadı mı, aynı Theo? Bu da, iki…
Evet, filmi izlerken bütün bu sıraladıklarımızı iyice düşünmenizi öneririz…
Yoksa gerek Kehlmann’ın kitabında ve gerekse de Koepp’in filminde vermeye çalıştıkları mesajları ıskaladığınız gibi hiçbir şeyde anlamamış olursunuz…
O nedenle de, her hangi bir “kültürel derinlik” taşımadan yazılıp çizilen ve sizleri kesinlikle yanıltacak olan yorumları dikkate almayınız diyoruz…
Bitirmeden ekleyeceğimiz son husus ise, teknik ekip tarafından kapalı tek mekân da yaratılan karanlık ve klostrofobik atmosferin de mükemmel olduğu biçimde olacak…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
“Kafkaesk” tanımında, Esra Eser’in Wannart’daki 22 Eylül 2017’deki “Kafkaesk Nedir?” başlıklı makalesinden yararlandık…
Blumhouse Productions’ın yapımcılığını üstlendiği, herkesçe anlaşılır basit bir sinema dili kullanılmayan 5 milyon dolar bütçeli bu film de, yine IMBD ahalisinin ve o ahalinin yorumlarını taklit etmekten bıkıp usanmayan kitlenin hışmına uğramış…
Ancak ne yazık ki, bunların arasına, The Guardian’dan Benjamin Lee, New York Post’dan Johnny Oleksinski, RogerEbert.com’dan Brian Tallerico, The New York Times’dan Maya Phillips ve Vulture’dan Bilge Ebiri gibi profesyonel eleştirmenlerin katılmış olmaları durumunu da “acı acı” izliyoruz…
Hâlbuki uzayıp giden koridorları ve içinde dehşet verici acı sürprizleri de barındıran odaları ile Theo (Kevin Bacon), Susanna (Amanda Seyfried) ve küçük kızları Ella’dan (Avery Tiiu Essex) oluşan ailenin, kısa bir tatil için Galler kırsalında kiraladıkları “garip dağ evi”, Stephen King’in yarattığı “Overlook Hotel”in küçük bir kopyası gibidir…
Ki zaten, Ulf Zimmermann’da, filmin esin kaynağı olan Kehlmann’ın kitabı için World Literature Today’in 2018 Eylül sayısında yazdığı kitap eleştirisinde, King’in “The Shining”ine (1977) vurgu yapmak suretiyle, bu duruma açıkça işaret etmiştir de…
Tabii, Zimmermann, bu işi iyi bilenlerden biri olduğu için kitaptaki (ve elbette filmdeki) “Kafkaesk (Kafkaesque)” zifiri karanlık yapıyı da atlamamış…
“İyi de, nedir bu ‘Kafkaesk’ yapı?” diye soracak olursanız da…
Bizde size:
Georg Lukács’a göre Kafka’nın en büyük tehlikesi, yazılarıyla çaresizlik ve umutsuzluk duygularını topluma empoze etmesidir deriz… Üstelik yaptığı bir konuşmada Bertolt Brecht’de, Kafka’nın “bir türlü kâbustan uyanamadığını” söylemiştir…
Şimdi yeniden filmimize dönelim ve kimseden herhangi bir yanıt da beklemeden bir iki soru da biz soralım istiyoruz…
Haydi başlıyoruz:
Son yıllardaki en iyi performanslarından biri ile Kevin Bacon’ın başarıyla canlandırdığı Theo karakterinin psikolojik yapısının, “büyük üstatlar” Lukács ve Brecht’in yapmış oldukları tanımlardan bir farkı var mıdır? Bu, bir olsun…
93 dakikalık filmin, neredeyse yüzde doksanlık bölümünde, artık iyice kronikleşmiş olan “çaresizlik” ve “umutsuzluk” halini, gerçekleri rüyalarından bir türlü ayıramadığı “kâbuslar” dünyasında yaşamadı mı, aynı Theo? Bu da, iki…
Evet, filmi izlerken bütün bu sıraladıklarımızı iyice düşünmenizi öneririz…
Yoksa gerek Kehlmann’ın kitabında ve gerekse de Koepp’in filminde vermeye çalıştıkları mesajları ıskaladığınız gibi hiçbir şeyde anlamamış olursunuz…
O nedenle de, her hangi bir “kültürel derinlik” taşımadan yazılıp çizilen ve sizleri kesinlikle yanıltacak olan yorumları dikkate almayınız diyoruz…
Bitirmeden ekleyeceğimiz son husus ise, teknik ekip tarafından kapalı tek mekân da yaratılan karanlık ve klostrofobik atmosferin de mükemmel olduğu biçimde olacak…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
“Kafkaesk” tanımında, Esra Eser’in Wannart’daki 22 Eylül 2017’deki “Kafkaesk Nedir?” başlıklı makalesinden yararlandık…

Tema olarak John Cusack'ın filmi 1408'e benzerlik gösteren bir film, daha fazla bir şey söylemek spoilera girer, izlenebilitesi var, iyi seyirler.
You Should Have Left Altyazıları
Türkçe Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
23.976
5,743
CM / CMRG / ETRG / EVO / FGT / GalaxyRG / ION10 / MkvCage / NTG / PSA / RARBG / RMTeam / XVID / YTS.MX
3 yıl önce
İngilizce Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
NETRip
23.976
337
CM / CMRG / ETRG / EVO / FGT / GalaxyRG / ION10 / MkvCage / NTG / PSA / RARBG / RMTeam / XVID / YTS.MX
3 yıl önce
- İyi
- Yeterli
- Yetersiz
- Değerlendirilmedi
- Kaynak Altyazı Bekleniyor
- Arşiv
Bu filmi sevenler şunları da sevdi
Ölüm Günün Kutlu Olsun 2
(2019)Dehşetin Nefesi
(1990)Eski Evdeki Büyülü Saat
(2018)Lanetli Gözyaşları
(2019)Cloverfield Yolu No:10
(2016)Suspiria
(2018)
Forumdan Benzer Başlıklar
- Çeviri İstekleri - McFly
- Film Çevirileri - Mert Yıldız
- Sinema Haberleri - Quaresmania
- Sinema Haberleri - CruSuS
- Sinema Haberleri - Quaresmania
Film Altyazıları
The Creator (608)
Mission: Impossible - Dead Reckoning Part One (553)
Gran Turismo (478)
Indiana Jones and the Dial of Destiny (462)
In the Land of Saints and Sinners (363)
The Kill Room (279)
Leo (241)
The Killer (213)
Kingdom of Heaven (195)
Harry Potter and the Sorcerer's Stone (178)
Dizi Altyazıları
Fargo (2,427)
For All Mankind (699)
Loki (599)
Succession (501)
Shingeki no kyojin (409)
Invincible (243)
Lessons in Chemistry (231)
Slow Horses (213)
Foundation (180)
The Lazarus Project (179)
"Söylediğimiz her yalanla gerçeğe borçlanırız ve er ya da geç o borç ödenir.Daima..."