Duyguların Rengi (2011)

yorumların da söylediği gibi son zamanlarda yapılmış iyi filmlerden biri... diğer aday filmleri izlemedim ama oscar labilecek nitelikte..

sıkılmadan izliyor ve ırkçılık denilen şeyin karşısında duyguların galip geldiğine tanık oluyorsunuz... kadın eksenli ve harika bir film...

film, insana insan olduğunu hatırlatıyor sanırım...

10/8

Yılın en iyi filmlerinden biriydi kesinlikle.. Senaryosunu aynı adlı kitaptan alan film olayları olduğundan hafif anlatsada aslında Amerikan toplumunun duymak istemediği bir konuda... Kitabın yazarı bir kadın, Kathryn Stockett adında.. (Kendisi beyaz bir kadın bu arada.).. Yani bir kadının düşünceleri ve duygularıyla yazılmış ve hikayede geçen zamanın kadınlar tarafı üzerinde daha çok durmuş.. Kitabı basılmadan önce tam 60 defa yayıncılar tarafından reddedilmiş.. Yılmadan romanını bastırmaya çalışmış ve sonunda başarmış..
Senaryo aslında hepimizin duyduğu ve bildiğimizi sandığımız bir konu hakkında.. Bildiğimizi sandığımız dememin sebebi senaryonun yüzüme bir tokat atmış olması, komedi filmlerinde gördüğümüz ve güldüğümüz 'siyahım diye suçlu ben miyim' klişe repliklerinin işin asıl yanını unutturmuş olduğuydu.. Senaryosu en önemli kozu olan filmde acar yönetmen Tate Taylor biri kısafilm olan henüz 3. filmini çekmiş. Ama gözünüze çarpan bir acemilik yada olayların işlenirken bir kopukluk göze çarpmıyor. Yönetmenlikte yeni sayabileceğimiz Tate Taylor oldukça iyi bir iş çıkarmış ve eline geçen bu romanı kendisi uyarlayarak gayet güzel aktarmış beyaz perdeye.. Bu filmde roller için oyuncu seçimi (casting i kastediyorum) çok iyi yapılmış neredeyse hepsi onikiden vurmuş diyebilirim.. Ve sanki oyunculuklarını konuşturmak için bu filmi bekliyorlarmış gibiydiler.. Film olduğunu hissettirmiyorlar adeta..
Bence karşımızda Oscara üçbeş dalda talip olacağını düşündüğüm bir film duruyor. Alır alamaz bilemem ama kesinlikle yılın en iyi ve başarılı ilk beş filminden biri.. Ayrıca diğer bir yönü filmin hitap ettiği kesim çok daha geniş.. Kimse 'puanına aldandım izledim imdb mağduruyum, dayanamadım yarıda kapadım, ileri sardırdım yine bişey olmadı, bu ne yaa film diye bunu çekenin..' gibi başlayan ağır! eleştirilerde bulunmayacaktır.. Zira bunların haksız eleştiriler olduğunu düşünsemde Von Trier ve Terrence Malick filmlerinde sık sık karşılaştığımız türden yorumlar.. Filmi izlemeyi düşünenler için bu tür yorumlar yapmayacaklarına dair garanti verebilirim. Drama olmasına rağmen son derece akıcı ilerliyor. İzlemenizi kuvvetle tavsiye ederim..

8,5/10

Film, duygusal olarak manipülatif bir yöntem uyguluyor ve karışık bir tarihi kötüye kullanarak duygu sömürüsü yapıyor. Ekranda salt bir dram yok; sadece bir tane salak, ırkçı karakterin mızmızlanmasından oluşan ve sizi sürekli aynı yöntemle rahatsız eden sahneler var. Ben filme baktığımda bundan başka bir şey göremiyorum. Bir konunun içine kolaylıkla girebilen biriyim ama bu filmdeki sahneler bana aşırı yapay geldiği için filmde içine girecek bir şey bulamadım bu yüzden pek bir şey hissedemedim.

Filmi sevenlere saygısızlık yapmak istemem ama insanların bu filmde kullanılan böyle klişe numaralara nasıl düştüklerini gerçekten anlayamıyorum.