Yönetmen:
Senaryo:
Ülke:
Tür:
Rating:
Vizyon Tarihi:
06 Eylül 2019 (Avusturya)
Dil:
Rusça, İngilizce
Müzik:
Nam-ı Diğer:
Лиллиан
39 kişi izledi 19 kişi izleyecek 1 kişinin favorisi 17 takip
Özet
2020 Trieste Cineuropa Ödülü 2019 Art Film Fest (Kösice) En İyi Kadın Oyuncu 2019 Hayfa En İyi İlk Film 2019 Montelimar En İyi Yönetmen–Genç Jüri 2019 Orenburg En İyi Yönetmen 2019 Minsk En İyi Film, FIPRESCI Ödülü 2019 Gijon Genç Jüri Ödülü
1920’lerde ABD’de yaşayan Doğu Avrupalı bir göçmen olan Lillian Alling’in hayatından esinlenen film daha önce izlediğimiz hiçbir şeye benzemiyor. Lillian, başkarakterini ABD’nin pek az aşina olunan izbe yollarında yürütüyor. Onun gözünden etrafa yorumsuzca bakıyoruz. Kendi evine dönebilmek için yollara düşen Lillian’la birlikte günümüze ışınlanmışız sanki, evimizi bulmak için yürüyoruz. Evin ne olduğu sorusu hep havada asılı kalıyor. Andreas Horvath belgesel fotoğraf geleneğinden geldiğini bu özgün ilk filmde hemen belli ediyor. Usta yönetmen Ulrich Seidl’ın yapımcıları arasında olduğu ve 2019 Cannes’da Yönetmenlerin 15 Günü’nde prömiyerini yapan bu gözlemci yolculuk filmi, belgesel ve kurmacanın sınırlarında kendine özgü bir hat tutturuyor. - Gönderen: indecision
1920’lerde ABD’de yaşayan Doğu Avrupalı bir göçmen olan Lillian Alling’in hayatından esinlenen film daha önce izlediğimiz hiçbir şeye benzemiyor. Lillian, başkarakterini ABD’nin pek az aşina olunan izbe yollarında yürütüyor. Onun gözünden etrafa yorumsuzca bakıyoruz. Kendi evine dönebilmek için yollara düşen Lillian’la birlikte günümüze ışınlanmışız sanki, evimizi bulmak için yürüyoruz. Evin ne olduğu sorusu hep havada asılı kalıyor. Andreas Horvath belgesel fotoğraf geleneğinden geldiğini bu özgün ilk filmde hemen belli ediyor. Usta yönetmen Ulrich Seidl’ın yapımcıları arasında olduğu ve 2019 Cannes’da Yönetmenlerin 15 Günü’nde prömiyerini yapan bu gözlemci yolculuk filmi, belgesel ve kurmacanın sınırlarında kendine özgü bir hat tutturuyor. - Gönderen: indecision
Yorumlar

Porno sektörüne giremeyen güzel Lillian, elinde harita kendini yollara vurur. Sessiz, sakin yol belgeseli tadında bir yapım. Her bünyeye hitap etmeyen, bağımsız sinema severler ve teknik sinema bilgisi yüksek arkadaşlara göre olduğunu düşündüğüm filmde, çok enteresan ve doğal manzaralarla karşılacaksınız. Mısır tarlası sahnesi ayrıca ürpertici ve etkileyiciydi. Gerçek bir olaydan esinlenilmiş. İyi seyirler.

Şahsen çok etkilendim hele de film bittikten sonra gerçek hikayeyi okuyup gerçek fotoğrafları görünce .. Resmen içim buruldu .. Bu tabi ki günümüze uyarlanmış hali gerçek hikaye 1920'lerde geçiyor ve o zamanın şartlarını ve zorluklarını düşününce daha da etkileniyor insan ..
Lillian Altyazıları
Türkçe Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
İngilizce Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
- İyi
- Yeterli
- Yetersiz
- Değerlendirilmedi
- Kaynak Altyazı Bekleniyor
- Arşiv
Film Altyazıları
Mission: Impossible - Dead Reckoning Part One (2,521)
Gran Turismo (2,165)
Reptile (1,861)
Haunted Mansion (930)
Birth/Rebirth (706)
Konkeuriteu yutopia (651)
Nowhere (512)
Barbie (426)
Are You There God? It's Me, Margaret. (424)
No One Will Save You (260)
Dizi Altyazıları
Ahsoka (2,141)
The Continental: From the World of John Wick (1,458)
The Walking Dead: Daryl Dixon (1,441)
The Blacklist (578)
Foundation (559)
Invasion (516)
Only Murders in the Building (407)
Succession (376)
Blue Lights (327)
Better Call Saul (248)
Zira yönetmen olarak ilk kez uzun metrajlı bir sinema filmi çeken Hovarth, filmin senaryosunu, Lillian Alling’in gerçek öyküsünden “esinlenerek” yazmanın ve müziklerini de bestelemenin yanı sıra görüntü yönetmenliği ve Michael Palm ile birlikte editörlük görevini de üstlenmiş…
Filmin 130 dakikalık süresini (rolü gereği İngilizce bilmediği için) ağzını açıp da tek bir kelime dahi etmeden tamamlayan Polonyalı yıldız Patrycja Płanik ise, aynı zamanda (Krzysztof Kieślowski ve Roman Polanski’nin de parçası oldukları PWSFTViT / Polonya Ulusal Film Okulu, Lodz) mektepli bir fotoğrafçı ve (dans gibi) görsel bir sanatçı…
Gelin isterseniz, şimdi de bu “sıra dışı” ikilinin:
Lillian’ın New York’ta başlayıp önce Alaska, ardından da Bering Boğazını geçerek anavatanı Rusya’da bitecek bir rota da planlanan “destansı” yolculuğunda bizlere izlettirdikleri görüntüler aracılığı ile anlatmaya çalıştıklarına daha da yakından bakalım…
Yalnız başlamadan, Horvath’ın kurguladığı hikâyenin, Lillian Alling’in 1926 (veya 1927) yılında yaşadıklarının bire bir tekrarı değil de, “Trump” Amerika’sına uyarlanmış modern bir versiyonu olduğunu da belirtmiş olalım…
Elbette bunu yaparken, “vizesi bittiği” ve “sosyal güvenlik numarası” ile “sağlık raporları” da olmadığı için (öyle bir deneyimi ve tercihi de bulunmamasına rağmen, geriye yegâne çıkar yol olarak kalmış olan) “hard porno” sektöründe dahi iş bulamaması nedeniyle Amerika’yı terk edip ülkesi Rusya’ya dönmek zorunda kalan Lillian’ın yol hikâyesini, adım adım takip ederek yaşadıklarını burada tek tek sıralayacak değiliz…
Onun yerine, önemli olduğunu düşündüğümüz notlarımızı sizlerle paylaşmakla yetineceğiz…
Ki, Horvath daha işin en başındayken, göçmenler ile mültecilerin vize ve işsizlik sorunu, sosyal güvenlik numarası ve özellikle de ABD sağlık sektörünün içine düşürüldüğü duruma vurgu yapmak suretiyle Trump’a yönelik, “dakika bir, gol bir” biçimindeki ilk eleştirisini de gerçekleştirmiş ve “Ohh” dedirterek, olaylara aşina herkesin içini de serinletmiş…
Eminiz bu konudaki asıl nihai sonuç, 3 Kasım 2020 tarihinde Demokrat aday Joe Biden’ın zaferiyle sonuçlanacağını düşündüğümüz ABD Başkanlık seçimlerinde alınacak…
Bundan sonra neler mi var?
Her şeyden önce beş parasız olan “Lillian”, hem “genç bir kadın” hem de herkesle aynı ihtiyaçları olan (göçmen kökenli) sıradan “bir insandır”…
Yani “adet kanaması” durumu nasıl ki, bir abartı değil de biyolojik gerçekliğin bir sonucu ise, giderilmesi şart olan “yeme içme” gibi “tuvalet” de tamamen insanidir…
Ve Lillian, bunların hepsini, kimi zaman karda buzda, kimi zamanda 40 derece sıcaklıktaki güneşin altında oldukça doğal yollardan hallediyor…
Aynen mevsimine uygun kılık kıyafetlerini, bazen “el çabukluğu”, bazen de “yardım / dayanışma kuruluşları” aracılığı ile temin ettiği ve sokaklarda yatıp, çer çöp yemek durumunda kaldığı gibi…
Üstelik tamamen yaya olarak yapılan bu yolculukta, Amerika’nın her tarafının, Birleşmiş Milletler Merkez Binası ile NY Borsası ve NASDAQ’ın da bulunduğu Manhattan örneğinde olduğu gibi herkesin hayallerini süsleyen New York kadar renkli ve zengin olmadığını da görmüş oluyoruz…
Filmde bize, 2007 yılında cesedi Gebze’de bulunan İtalyan Pippa Bacca olayını da anımsatan, kadınlara yönelik, “Aman otostop yapmayın, yoksa başınıza kötü işler gelebilir” uyarılarının yanı sıra iyi polis ve yardımsever Amerikalı tiplemelerine de yer verilmiş…
Hele bir de, Amerika’nın kurucu babalarından George Washington, Thomas Jefferson, Theodore Roosevelt ve Abraham Lincoln’ün heykellerinin yer aldığı Rushmore Dağı Anıtından verilen bir enstantane ile topraklarını kaybettikleri “işgalci” Avrupa kökenli beyazların kültürel asimilasyonuna direnen (Kızılderili değil) Amerikan yerlilerinin, bu direnişi dile getirdikleri bir toplantı ortamı da var ki, tam anlamıyla evlere şenlik bir durum…
Bununla da yetinmeyen Horvath, dakikalar boyunca, çevreyi kirletme işini ve Kyoto Protokolünü umursamayan ABD ve dev Amerikan şirketlerinin, atmosferde karbon dioksit ve sera etkisine yol açan gaz ve duman salınımlarını da gözlerimize sokmaktan çekinmemiş…
Elbette, Alaska’daki balina avcıları da, “martılar ve köpeklere ziyafet” ile de sonuçlanan giriştikleri “insanlık dışı kanlı vahşet” yüzünden, kısmetlerine düşen haklı eleştiriyi almışlar, entelektüel kapasitesinin üst seviyelerde olduğunu anladığımız Horvath’dan…
Resmen Alfonso Cuarón’un “Roma” (2018) da Meksika için yaptığını bu kez Andreas Horvath anlayana, “Lillian” ile ABD için yapmış…
Ancak aslında iyi bir fotoğrafçı da olan Horvath, Rocky Dağlarından sunduğu manzaralar ve o inanılmaz “kutup ışıkları” ile de çok iyi bir kameraman olduğunu da göstermiş bize…
Bitirmeden ilave edeceğimiz son şey:
Bu filmi, Lillian Alling’in tarihi yürüyüşünün” bir yeniden canlandırılması” olarak değil de, o zavallı kadının anısına da hürmetle, “ABD’nin başı çektiği kapitalist Kuzey Amerika kıtasının 21. Yüzyıldaki çelişkilerinin panoraması” olarak izlemeniz gerektiği biçimindeki “çığlık atan” bir not olarak değerlendirmeniz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Çok iyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 8 verdiğimiz bu “arşivlik” film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanları kafaya takmadan, “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,