Sideways (2004)

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki herkesin hoşlanacağı bir film değil ama benim için güzel akıcı ve insanı hiç sıkmayan hayata dair yine muhteşem saptamaların olduğu hayata dair inceliklerin güzel bir anlatımı ile bize ulaştırıldığı başarılı bir yapım. Açıkçası pişman olmadan izledim.Tavsiye için kararsızım bilginiz olsun...

Rex Pickett'in aynı isimli romanından uyarlanan, Nebraska ile bende ayrı bir yere sahip Alexander Payne’in yönettiği Sideways; büyük umutlarla yazıp yayıncıya bıraktığı kitabı burada umutsuzca bekleyen iki yıl önce boşanmış bir ortaokul İngilizce öğretmeni Miles ile pembe dizi yıldızı çapkın bir aktör olan Jack’in düğün öncesi bir haftalığına çıktıkları şarap tadında bir yol hikâyesi anlatıyor seyircisine. Film; her yönüyle bir “kaybeden”, her gün daha kırılgan ve daha depresif bir hal alan kronikleşmiş ruh haliyle “ezik” Miles ile evlenmeden önceki son haftasını dolu dolu geçirmek isteyen uçarı Jack’in yol üzerindeki her kasabada çeşitli üretim tesislerine uğrayarak tattıkları şaraplar üzerinden bu kültüre; pinot, cabernet, merlot, ve riesling gibi üzüm çeşitlerine dair bilgiler içeren bir şarap belgeseli niteliğinde adeta. Öte yandan birbirine tamamen zıt iki karakterin yer yer çatışmalarla dolu sevimli dostlukları üzerinden bir yol filmi havasında ilerleyen film, çiftin son uğradıkları kasabada iki kadın ile tanışmaları üzerine başından beri sahip olduğu komedi tarzına romantik unsurlar da ekliyor. Beş Oscar adaylığı ve “En iyi uyarlama senaryo” ödülüyle Sideways; klişelerden uzak yalın, doğal ve samimi anlatımı, yer yer tebessüm ettiren yer yer hüzünlendiren hikâyesi ile seyircide şarap turuna çıkma isteği uyandıran, en kötü ihtimalle bir kadeh Pinot Noir ile birlikte izlemelik su gibi akan sımsıcak bir film.
7,8/10

Gayet güzel, samimi bir film. Şarap bağları enfes. Yer yer güldüren bir film ama kesinlikle bir komedi filmi değil. Daha çok arkadaşlık teması ağır basıyor. Oyunculuklar da başarılı.