Yönetmen:
Senaryo:
Tür:
Rating:
Vizyon Tarihi:
19 Kasım 1973 (Türkiye)
Dil:
İngilizce, Rusça
Web Sitesi:
Bütçe:
$10,500,000 / Hasılat: $190,700,000
Çekim Yeri:
Surrey, İngiltere, Birleşik Krallık
Kelimeler:
Nam-ı Diğer:
How the Solar System Was Won
| Journey Beyond the Stars
| Two Thousand and One: A Space Odyssey
2903 kişi izledi 362 kişi izleyecek 194 kişinin favorisi 20 takip
Devam Filmleri
- 1968 - 2001: Uzay Yolu Macerası (698,990)
- 1984 - 2010 (55,697)
Özet
İnsanlığın şafağında Afrika çölünde bir grup primat kavga etmektedir. Aniden beliren siyah bir taş bu maymun insanlardan birini esrarengiz bir şekilde etkileyerek bir kemiği silah olarak kullanmasını sağlar: İnsanın ataları ilk aleti bulunmuştur.
2001’de, bir önceki sahneden 4 milyon yıl sonra, bir uzay gemisi aydan gelen esrarengiz sinyallerin ardında aynı siyah taşı keşfeder. Hem de ay yüzeyinde. Sinyaller Jupiter’e gitmektedir.
On sekiz ay sonra Discovery’nin güvertesinde, astronotlar David Bowman ve Frank Poole Jupiter’in gölgesine doğru yola çıkmışlardır. Uzay gemisinde HAL 9000 adında, yapay zekaya sahip, dünyanın en gelişmiş bilgisayarı bulunmaktadır. Ve hiç kuşkusuz, bu sonuncunun, kendi planları vardır...
Arthur C. Clarke’ın bir kısa hikayesinden yola çıkılarak geliştirilmiş olan bu film çoğu kişi tarafından başyapıt mertebesine oturtulurken kimileri tarafından da hiç sevilmemiştir. 2001’in birçoğu dini olan sayısız altmetni içerdiği açıktır.
Kubrick’in kendisi, yaşadığı süre boyunca insanların kafasının karışık olmasını istediğinden soru işaretlerinin hiç birini aydınlatmamıştır. Filmlerde karşılaştığımız bilgisayarlar arasında belki de en ünlüsü olan HAL bu eserde en önemli rolü üstlenen 'canlı'dır.
Filmin Ay’daki sahneleri tasvir edern çekimleri bir yıldan uzun sürede ve henüz insanoğlu ayak basmadan önce tamamlanmıştır. Neil Amstrong’un seyahati sonrası Kubrick’in en ince detaya kadar -henüz açıklanmamış- gerçeklere bağlı kaldığı şaşırtıcı bir biçimde göze çarpar.
2001 kuşkusuz, insanı hayvanlardan ayıran en büyük adımın 'zeka'nın ortaya çıkması olarak tanımlar ve binlercesinin yanısıra şu soruyu sorar: bir sonraki ayrım noktası ne? Evrimin bir sonraki basamağı hangisi? İlkini başlatan dış bir güç müydü? Eğer öyleyse bu kez bizi ne bekliyor. | Gönderen: fanatic_anchovy
2001’de, bir önceki sahneden 4 milyon yıl sonra, bir uzay gemisi aydan gelen esrarengiz sinyallerin ardında aynı siyah taşı keşfeder. Hem de ay yüzeyinde. Sinyaller Jupiter’e gitmektedir.
On sekiz ay sonra Discovery’nin güvertesinde, astronotlar David Bowman ve Frank Poole Jupiter’in gölgesine doğru yola çıkmışlardır. Uzay gemisinde HAL 9000 adında, yapay zekaya sahip, dünyanın en gelişmiş bilgisayarı bulunmaktadır. Ve hiç kuşkusuz, bu sonuncunun, kendi planları vardır...
Arthur C. Clarke’ın bir kısa hikayesinden yola çıkılarak geliştirilmiş olan bu film çoğu kişi tarafından başyapıt mertebesine oturtulurken kimileri tarafından da hiç sevilmemiştir. 2001’in birçoğu dini olan sayısız altmetni içerdiği açıktır.
Kubrick’in kendisi, yaşadığı süre boyunca insanların kafasının karışık olmasını istediğinden soru işaretlerinin hiç birini aydınlatmamıştır. Filmlerde karşılaştığımız bilgisayarlar arasında belki de en ünlüsü olan HAL bu eserde en önemli rolü üstlenen 'canlı'dır.
Filmin Ay’daki sahneleri tasvir edern çekimleri bir yıldan uzun sürede ve henüz insanoğlu ayak basmadan önce tamamlanmıştır. Neil Amstrong’un seyahati sonrası Kubrick’in en ince detaya kadar -henüz açıklanmamış- gerçeklere bağlı kaldığı şaşırtıcı bir biçimde göze çarpar.
2001 kuşkusuz, insanı hayvanlardan ayıran en büyük adımın 'zeka'nın ortaya çıkması olarak tanımlar ve binlercesinin yanısıra şu soruyu sorar: bir sonraki ayrım noktası ne? Evrimin bir sonraki basamağı hangisi? İlkini başlatan dış bir güç müydü? Eğer öyleyse bu kez bizi ne bekliyor. | Gönderen: fanatic_anchovy
Yorumlar

Hayatım boyunca izlediğim en ilginç Bilim Kurgu yapımlarının başında geliyor. Kubrick'in çatlak filmlerinden birine daha şahit olduk.
Öncelikle 1968 yapımı olduğuna inanmak çok zor. Hani öyle görsellik var ki 2011 yapımı dense sırıtmayacak şekilde.
İzlenmeden önce Matrix, Inception tarzı Bilim Kurgu beklenmesin, daha çok felsefik/sanatsal bir anlatımı ve acayip derecede ağır sunumu olan bir film.
* İnsanoğlunun evrim süreci, kendine yararı dokunacak aleti keşfetmesi ve bununla beraber teknolojiyi ilerletmesi...
* Nihayetinde teknolojinin son raddesine gelince aletin artık insan türünü küçümsemeye başlayıp kontrolü almak istemesi ve insanı ortadan kaldırma çabası...
* Fakat haliyle bir makine olduğundan insan türünün cesaret özelliğini hesaba katamaması ve insanın aleti ortadan kaldırıp bir nevi teknolojiyi sonlandırması...
* En son olarak da insanın Jüpiter'in sonsuzluğunda ilerleyip kendi ölümüne şahit olması...
* Siyah taşın ne olduğunu ise algılayamadım açıkçası, belki de bir Tanrı sembolü olarak sunulmuştu.
Filmi herkes sevmeyebilir ki çok doğal yadırgamam açıkçası.
Ama misal ben, Kubrick'in her filmini sevemeyen biri olarak;
bu filmi enteresan şekilde çok hoşuma gitti, hani bakıyorum filme ara ara uyutuyor bile, doğru düzgün birşey olmuyormuş gibi duruyor... Fakat öyle bir anlatım tarzı var ki az malzeme ile çok şey ifade eden şekilde bambaşka bir aleme sokuyor insanı... ve tabii harikulade görselliği de üstüne cabası olunca sevdiğim filmlerin arasına girdi.
8,5 / 10
Öncelikle 1968 yapımı olduğuna inanmak çok zor. Hani öyle görsellik var ki 2011 yapımı dense sırıtmayacak şekilde.
İzlenmeden önce Matrix, Inception tarzı Bilim Kurgu beklenmesin, daha çok felsefik/sanatsal bir anlatımı ve acayip derecede ağır sunumu olan bir film.
* İnsanoğlunun evrim süreci, kendine yararı dokunacak aleti keşfetmesi ve bununla beraber teknolojiyi ilerletmesi...
* Nihayetinde teknolojinin son raddesine gelince aletin artık insan türünü küçümsemeye başlayıp kontrolü almak istemesi ve insanı ortadan kaldırma çabası...
* Fakat haliyle bir makine olduğundan insan türünün cesaret özelliğini hesaba katamaması ve insanın aleti ortadan kaldırıp bir nevi teknolojiyi sonlandırması...
* En son olarak da insanın Jüpiter'in sonsuzluğunda ilerleyip kendi ölümüne şahit olması...
* Siyah taşın ne olduğunu ise algılayamadım açıkçası, belki de bir Tanrı sembolü olarak sunulmuştu.
Filmi herkes sevmeyebilir ki çok doğal yadırgamam açıkçası.
Ama misal ben, Kubrick'in her filmini sevemeyen biri olarak;
bu filmi enteresan şekilde çok hoşuma gitti, hani bakıyorum filme ara ara uyutuyor bile, doğru düzgün birşey olmuyormuş gibi duruyor... Fakat öyle bir anlatım tarzı var ki az malzeme ile çok şey ifade eden şekilde bambaşka bir aleme sokuyor insanı... ve tabii harikulade görselliği de üstüne cabası olunca sevdiğim filmlerin arasına girdi.
8,5 / 10

kubrick'in izleyiciyi en fazla zorlayan filmidir. ve unutmamak gerekir ki anlayamadığımız filmlere 'kötü,rezalet' gibi sıfatlar yüklersek, bir bakıma iki yüzlülük yapmış oluruz. bu filmi izleyeceklere önerim, filmi kesmeden ve ne olacak acaba diye beklemeden, yorumlayarak izleyip, kafalalarda kalan soru işaretleri için başkalarının yorumlarını da internetten araştırmalarıdır. sinema izleyiciyi eğlendirmek amacıyla yapılmak zorunda olan bir sanat değildir, ve bu zorunluluğu taşımayan ve izleyiciyi düşünmeye zorlayan yapımların her zaman daha değerli olduğu unutulmamalıdır. bu yüzden filmin 'sarması', iyi film için bir kriter değildir.
2001: A Space Odyssey Altyazıları
Türkçe Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
23.976
5,928
AMIABLE / anoXmous / DON / FGT / hV / MANNEKEPiS / RARBG / YIFY
6 yıl önce
İngilizce Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
- İyi
- Yeterli
- Yetersiz
- Değerlendirilmedi
- Kaynak Altyazı Bekleniyor
- Arşiv
Bu filmi sevenler şunları da sevdi
Geleceğe Dönüş 3
(1990)Yarının Sınırında
(2014)Yıldızlararası
(2014)Çılgın Max: Öfkeli Yollar
(2015)Jurassic Park
(1993)Galaksinin Koruyucuları
(2014)
Forumdan Benzer Başlıklar
- Film İncelemeleri - TomWaits
- Sinema Haberleri - Quaresmania
- Dizi Çevirileri - Iammostwanted
- Dizi Çevirileri - manuel mandalina
- Gösterimden Kalkan Filmler - kuzeydebiryer
Film Altyazıları
Reptile (2,876)
Nowhere (792)
No One Will Save You (640)
Barbie (488)
Indiana Jones and the Dial of Destiny (302)
Meg 2: The Trench (246)
Mending the Line (222)
Gran Turismo (216)
The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (201)
The Flash (197)
Dizi Altyazıları
Ahsoka (3,500)
The Continental: From the World of John Wick (2,413)
Invasion (738)
Foundation (612)
The Walking Dead: Daryl Dixon (526)
Succession (480)
Young Sheldon (344)
Only Murders in the Building (340)
Silo (336)
The Morning Show (311)
Filmin ne ilk 25 dakikasında diyalog var -hostes konuşuncaya kadar- ne de son 23 dakikasında. -credits'ler dışında- Bu uzun bölümlerin dışında, kısa bölümlerle birlikte, filmde toplam 88 dakika diyalog yok. Neyin içine girdiğinizi bilin, sonra saçma sapan yorumlar yazmayın.
İlk olarak, bu filme değer vermeniz için, filmi 2000'li yıllarda izliyormuş gibi değil, sanki 1968'de izliyormuş gibi izlemelisiniz.
İkinci olarak, filmin bölümleri hakkında yorum yazmak istiyorum. -benimle aynı düşüncede olmayabilirsiniz- 3 dakika boyunca zifiri karanlıktan sonra 20 dakika süren ilk bölüm için şunu söylemek istiyorum: Eğer evrim diye bir şeye inanmıyorsanız ''Böyle saçma şey mi olur.'' gibi bir şey düşünmekte sonuna kadar haklısınızdır, size başka bir şey diyemem ve kafanıza başka bir fikir sokamam ama, yine de bir şeyler söylemek istiyorum. Monolith(taş) bizim dünyamıza 4 milyon yıl önce Jupiter'in yörüngesinden bizim dünyamıza dünya dışı varlıklar tarafından yerleştirilmiş. -kimin yerleştirdiği söylenmiyor- Bu taş, Australopitekus türü tarafından bulunur ve bu türün meraklılığı, cesareti -Monolith'in tamamen kendisi sayesinde değil- maymunlara devrimci bir buluş sağlar ve kullanırlar, yani aleti(kemik) -bu aletin kullanılması, evrimin bir adımı olarak vurgulanmaya çalışıyor- Bu 20 dakikalık bölüm sadece evrim ile ilgili ve evrim öne çıkarılmaya çalışılmış. Bu bölümden sonra sonra uzaya çıkıyoruz -uzun ve sessiz- uçağın mekiğe giderken 5 dakikalık bir görüntüsü var, aşağıdaki paragrafta da belirttiğim gibi burada da aynı şeyi belirteceğim; evet, sahne boş görünebilir ama kendinizi 1968 tarihine koyun, birde öyle bakın; sadece salt bir güzellik. Bu sahneden sonra mekiğin içine giriyoruz, aklınızdaki bir çok soruyu giderebilmek için diyaloglar özenle seçilmiş ve -aynı şekilde- burada geçen sahnelerin hepsi, merak ettiğiniz soruları yanıtlamak için özenle gösterilmiş.
Bu film, birinin ''Git, izle.'' demesiyle geçiştirilebilecek bir film değil. Filme birinin hazırlıklı olması lazım yoksa anlaşılamaz, hatta hiç anlaşılacağını bile sanmıyorum, en azından tek bir oturuşla. Zaten bu filmin bu kadar çok yoruma açık olmasının nedeni de çok derin ve anlaşılmaz olması. İşte bu özelliği de filmi mükemmellik seviyesine çıkarıyor. Ben elimden geldiğince filmi yorumlamaya çalıştım, şimdi siz bu filmi izledikten sonra filmin devamı -devamı demem bile bu filme hakaret gibi bir şey olur- olan ''2010''(1984) filmini izleyin ve sadece bir tanecik, küçük ve değersiz bir devam filminin saçma cevapları böyle mükemmel bir filmi ne kadar düşürdüğünü kendi gözlerinizle görün.
Bu film, bilimi ''bilim-kurgu''ya asıl koyan bir film. Üstelik filmde zaman yolcuğunun gösterilmesi bambaşka bir şeydi ve 2014 yılana kadar insanlığın geleceği üzerine yapılan en iyi filmdi.
Bu film, teknik bir film. Yavaş ve küçük şeylerle doldurulmasının nedeni geleceğin teknolojisini gözler önüne olabildiğince gerçek bir şekilde getirebilmek içindi -filmin gücü zaten böyle olmasından geliyor- Bir insan niye uzay gemisini 10 dakika boyunca ekrana koyar ki? Aklınıza gelebilecek tek bir kelime: GÜZELLİK -tabi bu kelime yeterince karşılayamaz ama bununla yetinmek lazım- Düşünsenize 1968'desiniz; daha insanoğlu Aya ayak bile basmamış ama siz sinemadasınız ve büyük ekranda uzayı, ayı olabildiğince yakından görüyorsunuz, film için ''sıkıcı'' diye bir terim kullanabilir miydiniz? Üstelik, Bowman yıldız geçidinin(stargate) içine girerkenki sahneyi uyuşturucunun etkisinde olan insanlar sadece büyük ekranda görebilmek için sinemaya gidiyormuş, artık gerisini siz düşünün.
Bu film, kendisini sizden normal bir filmmiş gibi izlemenizi istemiyor. Sizden rahat bir şekilde izlemenizi istiyor. Garip ve güzel resimleri kendinizi hiç suçlu hissetmeden, karmakarışık senaryodan uzak durarak ve karakter detaylarına inmeye gerek duymadan size betimlemeye çalışıyor. Piyasada değişik birçok film var, bu filmde o filmlerden biri o yüzden filmdeki salt güzelliği kavrayabilmeniz için beyin dalgalarınızı farklı bir frekansa değiştirmeniz lazım. Şimdiki filmlerin basmakalıp özelliğinden ayrılmış, dizginsiz ve mükemmel bir film.
Bu film, şimdiki filmlerin basmakalıp özelliğinden ayrılmış, dizginsiz ve mükemmel bir film. Sonsuzluğa giden bir felsefi yolculuk, kendi türünün şaheseri ve aradan 50 yıl geçmiş olmasına rağmen hala teknik bakımından tut müziğine kadar mükemmel.