Giriş Kayıt

sicagnetti yorumları : sayfa 4

sicagnetti profil sayfası
Dead Silence (2007)
Ben niye bu tür korku filmlerini iki kez izliyorum? İkinci izleyişimde "bunu izlemiştim" diyorum. Neden ilk izlediğimde filmin konusu bünyeme kazınıp orada kalmıyor da ikinci kez izlerken yeni bir korku filmi izliyormuş gibi filme başlıyorum?
Bana bu soruları kendime sordurtmuştur. Öyle bir film. Enteresan ama akılda kalmayacak kadar abes. Adını unutursanız 2 kez izlersiniz benim gibi. Ama güzel, eğlencelik bir film.

  • 120/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 04 Ekim 2012 15:27
Sen de gitme (1995)
Ağlatan film... Uzun zamandır bu kadar dokunaklı, beni çocukluğuma götüren bir film izlememiştim. Müzikler de bir başka dokunuyor insana.

  • 180/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 30 Eylül 2012 00:14
Cube (1997)
Efektleri ve tuzakları ile insanı ekrana kilitliyor. Sadece karakterleri biraz daha sağlam olsa, klasik ve sıradan olmasa daha da akılda kalıcı bir film olurdu.

  • 160/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 29 Eylül 2012 16:33
Naked (1993)
Kimse yorum yazmaya yeltenmemiş. Bu şerefi bana bıraktığınız için teşekkür ederim. Bu filme hayranlığımı belirtmekten başka bir şey bulamıyorum. Ama zamanında ekşi sözlükte okuduğum bir yorum çok etkilemişti. İzninizle bende, bana bahşettiğiniz bu onuru ny doll isimli ekşi yazarına bırakıyorum.

Bazen ruhumuzun çektiği acıyı bedenimiz taşıyamaz. Bazen gözlerimiz bizi aldatır, çıplaklığın bile içinde yalanlar, yanıltmacalar olur. Bazen o kadar yalnız basımıza kitap okuruz ki, karşımıza biri çıkınca dinlemese bile gevezeliğimiz tutar, anlatmak anlatmak isteriz, dinlemediğini bildiğimiz halde.

Bazen en basiti anlamak çok daha zordur, çünkü en temeli anlamış olsaydık, belki hayatın anlamı nedir diye sorgulamazdık. Deconstructionism belki bizi bu kadar çaresizliğe sürüklemezdi.

Peki bu dünyada neyi bulamıyoruz ki aya, marsa gitmek istiyoruz? Orada neyi bulacağız, kendimizi nasıl tamamlayacağız? İçimizdeki eksiklik, narsistliğimizden mi? Benim gibi bir cevherin nasıl kıymetini bilmez bu dünya diye hayıflanmamızdan mi?

Bazen o kadar mükemmeliyetçi oluruz ki, cümlelerimizin sonunu getiremeyiz, düşüncelerimizin kristalliğine yakışmayan kelimeler kullanmamak için - iste o zaman bizim cümlelerimizi başkaları sıradan ve yakışmayan kelimelerle tamamlar, o cümleler ve o düşünceler onların olur.

Ve en büyük soru - existentialismin özü - bir tiyatro sahnesi mi dünya, ve biz de oyuncuları Shakespeare'in dediği gibi? Ve olmak ya da olmamak... 40 yaşında intihar etmenin nedenleri... Kimi için o bedene tapmak kimi için o bedenden ölesiye nefret etmek.

Darwinist bir bakış açısıyla dünyanın sonunu anlatmış Mike Leigh. Waking Life, What The Bleep ve Naked sanırım bir izledikten sonra hayata aynı bakamayacağımız filmler trilogy'sini oluşturuyor.

  • 200/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 27 Eylül 2012 16:43
Dark City (1998)
En sevdiğim bilim kurgu filmlerinin başında gelir. İnsanda yarattığı aydınlanma 'acaba bizi de şimdi birileri kuruyor mu?' hissi tüyler ürperticidir. Düşünsenize her saniyenizi birileri kuruyor. Yaşamınız sürekli durdurulup size yön veriliyor. Ama siz bunu kesintisiz algılıyorsunuz ve bu size normal geliyor. Şok

  • 180/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 27 Eylül 2012 16:24
Dazed and Confused (1993)
Çok hoş bir film. Özellikle esrarkeş çok iyi oynamış. Takdir ettim.

  • 160/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 25 Eylül 2012 19:39
The Hurt Locker (2008)
Oscarı nedeniyle anlık bir hevesle izlenilen, çok fazla tatmin etmeyen sonra da unutulup giden Amerikan propagandası bir film.

Tarih: 25 Eylül 2012 19:37
Pickpocket (1959)
Konusu ve senaryosu itibarıyla Suç ve Ceza'yı anımsatsan film.
Ama karakter soğuk geldi bana. Sanki ruhu alınmış gibiydi. Raskolnikov ise ruhunu şeytana satmış ama kurtulmaya çalışan ateşli bir delikanlıydı.

  • 140/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 20 Eylül 2012 23:56
After Hours (1985)
Scorsese sinemasının temelleri bence bu filmde yatar.
Soluksuz izlenecek film nasıl çekilirin uygulaması bu filmdir.

  • 140/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 20 Eylül 2012 23:47
4 luni, 3 saptamâni si 2 zile (2007)
Dönemi Kieslowski kadar iyi anlatmıştır. Dönemle ilgili aynı buruk (kokuşmuş) tadı alırsınız. Monoton ilerlemesine rağmen sonlara doğru gerilim had safhaya ulaşır. Yardım eden kızın gerginliği üzerinize geçer.

  • 200/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 20 Eylül 2012 03:07
Türkçe Altyazı © 2007 - 2023