sicagnetti yorumları : sayfa 3

sicagnetti profil sayfası

All Quiet on the Western Front (1930)
"Orada (cephede) harcandığımızı ve yaşasak da ölsek de mahvolduğumuzu biliyoruz."
"Yedeklerin hepsi böyle. Torba taşıyacak kadar bile büyük değiller.
Ama nasıl ölüneceğini hepsi biliyor."

Filmden notlar:
- o dönemde almanya'da iktidarda olmamalarına rağmen naziler, filmin gösterimini engellemek için sinema salonlarını farelerle doldurmuşlar.

- Lew Ayres bu filmde rol aldıktan sonra 2. Dünya Savaşı döneminde faal bir savaş karşıtı olmuş. tabi bu tavrı büyük tepkilere yol açmış. Amerika'nın birçok bölgesinde Ayres'in filmleri gösterime sokulmamış.

- Yönetmen Lewis (mile)stone, askeri malzemelerinin gerçeğe uygun olup olmadığını öğrenmek için Los Angeles'da yaşayan eski alman askerlerine çağrıda bulunmuş. sete o kadar çok asker gelmiş ki, Stone birçoğuna filmde rol vermiş.

- Sınıftaki karatahtada göze çarpan, filmin kısa bir özeti niteliğindeki "bana şu uzaklara giden akılsız kahramanı anlat" sözü Homeros'un "Odyssey"'inden alınmış.

- Ünlü final sahnesinde ise Ayres'in kelebeğe uzanan eli aslında yönetmenin eliymiş.

- Atatürk filmi döneme uygun bulmadığından gösterimini yasaklıyor.

Bana göre gelmiş geçmiş en iyi savaş filmi. Alttan alta kahramanlığı öven savaş karşıtı filmlerin aksine savaşın askerleri deliliğe sürüklediğini dobra dobra söylüyor.

Tarih: 22 Ekim 2012 10:06

Moulin Rouge! (2001)
Aynı yıllarda çıkan Chicago'ya nazaran klişe ve sıradan bir senaryosu var. Ben ne müziklerini ne de konusunu sevebildim.

Tarih: 19 Ekim 2012 08:05

Chicago (2002)
İzlediğim en iyi müzikal filmlerden biri. Müzikler ve danslar kıpır kıpır ve çok güzel.

Tarih: 19 Ekim 2012 08:03

Bahoz (2008)
Gerek müzikleriyle gerekse konusuyla sağlam bir film. Biraz karakterin ilk baştaki değişimi hızlı geçilmiş.

Tarih: 18 Ekim 2012 22:54

O da beni seviyor (2001)
Harika bir film. 90'lı yılların Orta Anadolu köy insanını usta oyuncularla çok güzel anlatmış. Barış Pirhasan gibi günümüz köy insanını realist bir biçimde resmeden yönetmen yok denecek kadar az.

Tarih: 17 Ekim 2012 06:24

Adem'in trenleri (2007)
Anadolu insanının sıcaklığını, samimiyetini, olaylara bakış açısını, dedikoduculuğunu; evlatlık bir çocuğun gözünden anlatan harika bir film.

Tarih: 17 Ekim 2012 06:20

Intouchables (2011)
İnsanı yaşama sevinci veren bir film. Birkaç yerde kurgu ve senaryo daha iyi olabilirdi. Özellikle ilk yarısında.

Tarih: 17 Ekim 2012 05:04

Once Upon a Time in America (1984)
Leone'nin masalsı anlatımının doruk noktasına ulaştığı filmi. Filmin başındaki Ennio Morricone'nin hüzünlü müziğiyle içine giriyorsunuz bir daha da çıkartmıyor.

Tarih: 13 Ekim 2012 02:46

I Spit on Your Grave (2010)
Önce kendimize şu soruları soralım. Böyle bir film neden çekilir ve dikkati nereye çekmek istiyor?
Sonra şu 'istatistiğe' göz atalım:

Her 5 kadından 1'i hayatlarının bir noktasında tecavüz vaya tecavüze teşebbüs kurbanı oluyor. ABD'de bu sayı 4'e düşmektedir.
Dünya kadın nüfusunun %10'u hayatlarının bir noktasında tecavüze maruz kalıyor.
Dünya çapında tecavüz kurbanlarının %10'unu erkekler oluşturuyor.
Her 4 kız çocuktan biri ve her erkek çocuktan biri 18 yaşına gelmeden cinsel istismar veya tecavüzle karşılaşıyor.
Tecavüz kurbanlarının %70'i tecavüzcüyü tanıyor.
Tecavüze uğrayan kadınların %54'ü bunu 18 yaşına gelmeden yaşıyor.
Güney Afrika'da her gün 147 kadın tecavüze uğramaktadır.
Fransa'da her yıl 25.000 kadın tecavüze uğramaktadır.
ABD'de her 90 saniyede bir 1 kadın tecavüze uğramaktadır.
Türkiye'de kadınların %35.6'sı bazen; %16.3'ü sık sık aile içi tecavüze uğruyor.
Türkiye'de her 4 saatte bir tecavüz veya tecavüze yeltenme suçu işlenmektedir.

Filmin bu kadar tartışılması amacına ulaştığını gösteriyor. Umarım bu filmin ilk yarısını birçok insan izler ve empati yetenekleri gelişir.

Tarih: 12 Ekim 2012 23:48

Mientras duermes (2011)
İyi bir psikolojik gerilim filmi.

Tarih: 11 Ekim 2012 17:41